Atasözlerini izah etmeden önce özelliklerini, diğer söz öbekleri, cümlelerinden
ayrı yönlerini şöyle açıklayabiliriz:
a- Kesinlikle anonimdir, söyleyenleri, hangi zamanda söylendikleri belli
değildir.
b- Çoğu mecazlıdır, yoruma açıktır ama söylenmek istenenin anlamı
kesindir.
c- Yüzeysel veya derin anlamlarında mutlaka bir öğüt vardır. Yol
göstericidir.
d- Hükümleri her zaman için geçerlidir.
e- Cümle içindeki kelimelerin yerleri değiştirilemez.
f- Bazılarının anlamı okunduğu gibidir. Yani mecazlı değildir. Fakat bunların
sayısı azdır.
g- Gerçek görülen her söz atasözü değildir. Bunları birbirlerinden ayırdedebilme
için bu hususta çok çalışmak ve sağduyulu olmak gerekir.
h- Cümleler uzun ve sıkıcı olmayıp özlü, düstur şeklinde, özet sözler
gibidir.
i- Bazıları iki cümlecikten oluşur ve aralarında uyak vardır.
j- Derin düşünceleri ifade ederler.
k- Bir atasözünü çürüten başka bir atasözü yoktur. Birbirine tersmiş gibi
görünenler
söylem yerleri yanlışlığındandır. Bu nedenle doğru yerde kullanılmalarını
ikaz eder gibidirler.
l- Bazıları genele yayılmamış olup mahallidirler. Ama genel olarak
düşünüldüğünde
bunların da gerçek atasözü oldukları hemen anlaşılır.
m- Bir kısmı çift kurallı, çift hükümlüdür.
n- Fiilin zamanlarından ekseri geniş zaman kullanılır. (Her zaman geçerliliğini
belirtmek için.)
Bütün bu özelliklerinden yola çıkarak atasözleri, deyimler ile ilgili bu konular
ile uğraşanlar tarafından değişik tarifler yapılmıştır.
A- Ömer Asım Aksoy'un 1945 yılında yayınlanan üç ciltlik Gaziantep Ağzı'nın
ikinci cildinin 213. sayfasındaki tarifi şu şekildedir:
“Kuvvetli bir fikri, derin bir düşünceyi yahut hayat tecrübelerinden alınmışbir
dersi; ya öğüt, yagenel kural, yahut düstur şeklinde belirten, halkın ortak
bilincinden doğmuş ve uzun zamanların süzgecinden geçmiş, yaygın, sevilir
sözlerdir.”
B- Türk Dil Kurumunun Gramer Terimleri Sözlüğü'nde ise: “Anonim özellik
taşıyan, yüzyıllar boyunca geçirdiği gözlem ve deneylerlerden, ortak düşünce,
tutum ve davranışlarıyla dünya görüşünden oluşan genel kural niteliğindeki kısa,
özlü, kalıplaşmış sözlerdir.”
C- Mehmet Doğan'ın tarifi: Uzun gözlem ve tecrübelerden sonra varılmış
hükümleri, hikmetli tarzda kısa olarak ifade eden, eskilerden kalma sözler,
atalar
sözü, eskiler sözü, darbımesellerdir.
Üçünün de yorum ve doğruluğunun hükmünü ise okuyanlara bırakıyorum.