background

GAZİANTEP'TE SÖYLENEN

ATASÖZLERİ

Atasözleri

İçeriklerin izah ve detayları kitaptadır.

751. Eşkıya ölür, keyfi ölmez.

꼉şgıya ölür, 꼶꼐yfi ölmez.
752. Eşyanın incesi, adamın kabası tez kırılır.

Eşyanı꼴 incesi, adamı꼴 gabası t꼐z gırılır.
753. Et borca olur da ciğer borca olmaz.

Ed borca olur da ciyer borca olmaz.
754. Et, ekmeğin üstüne düşer (veya çekilir).

Ed, ekm꼈꼴 üsdüne düşer (veya çe꼲ilir).
755. Et giren eve dert girmez.

Ed giren eve derd girmez.
756. Et kanlı, yiğit canlı gerek.

Ed gannı, y꼘d cannı gereg.
757. Et ola, it ola.

Et ola, it ola.
758. Et yiyenin eti yenmez.

Et yiyeni꼴 eti yinmez.
759. Eti ciğer eden de avrad, ciğeri et eden de avrad.

Eti ciyer 꼐den de avrad, ciyeri et 꼐den de avrad.
760. Etme bulma dünyası.

꼉dme bulma dü꼴yası.
761. Etme bulursun, inleme ölürsün.

꼉dme bulursu꼴, i꼴ileme ölürsü꼴.
762. Etme kulum, görürsün zulüm.

꼉dme gulum, görürsü꼴 zulum.
763. Ev alırsan yapılı, bağ alırsan dikili.

Ev alısa꼴 yapılı, b꼁ğ alırsa꼴 di꼲ili.
764. Ev alma komşu al.

Ev alma gonşu al.
765. Ev danası, ev danasından korkmaz.

Ev danası, ev danasından gorgmaz.
766. Ev değil evran.

Ev d꼈l evran.
767. Ev, ev üstüne olmaz.

Ev, ev üsdüne olmaz.
768. Ev sahibinin delisi üst başa oturur.

Ev s꼃bini꼴 delisi üs başa oturur.
769. Ev yanığı etekte, evlat yanığı yürekte.

Ev yan꼔 etegde, evlad yan꼔 yüregde.
770. Ev yap ama ev yıkma.

Ev yap amma ev yıgma.
771. Evceğizim evceğizim, saklar benim sırcağızım.

Evc꼈zim evc꼈zim, s꼁glar benim sırc꼃zım.
772. Evde kalmış (veya gelin olmayan) kızın vebali amcası oğlunun boynuna.

Evde galmış (veya gelin olmiyan) gızı꼴 mabalı 꼁mmis’꼠lunu꼴 boynuna.
773. Eve kuşlarla girmeli, kuşlarla çıkmalı.

Eve guşlarnan girmeli, guşlarnan çıgmalı.
774. Evin danasından öküz olmaz.

Evi꼴 danasından ö꼶üz olmaz.
775. Evin temeli boktan olursa o bina yok olur.

Evi꼴 temeli bogdan olursa o bina yog olur.
776. Evinde delik, böğründe yara; var sırlarını ellerde ara.

Evi꼴de delig, börgü꼴de yara; var sırlar꼒 꼐llerde ara.
777. Evine gel evine, seni göre sevine.

Evi꼴꼈 gel evi꼴꼈, seni göre sevine.

- B꼃 b꼁g! Biz seni꼴 bu g꼐ce yaşantıları꼴dan bı꼲ıb bi aile gur d꼐yn everdig de sen bunu꼴 fargında d꼈lmiş 꼶imi davraniy꼴. Gelinimi꼴 boynunu b꼐yle burug bır꼁gma, 꼃ladma, güldür. Bu g꼐ce 꼰꼁yadı꼴dan vazgeç. Bizi başga ş꼐yler yabmiya zollama, buna fırsad v꼐rme. Evi꼴e gel evi꼴e de gelinimiz de seni göre sevine!

778. Evlâda beddua etme, senin yüreğin yanar.

Evlad꼂 bedd꼃 꼐dme, seni꼴 yür꼈꼴 yanar.
779. Evladı sen doğurursun da huyunu da sen doğuramazsın.

Evladı sen d꼠rursu꼴 da 꼲uyunu da sen d꼠ramassı꼴.
780. Evlâdın biri sağa çeker, biri sola çeker; ben arada kaldım unuttum.

Evladı꼴 biri s꼁ğa çe꼲er, biri sola çe꼲er; ben arada galdım unuddum.
781. Evlâdının sözü her şeyden acı.

Evladiy꼴 sözü her ş꼐yden acı.
782. Evlât annenin sırtında yük, ne indirir ne de satar.

Evlad ananı꼴 sırtında yüg, ne 꼐ndirir ne de satar.
783. Evlât (veya uşak) istersen belinden, mal istersen bedeninden.

Evlad (veya uş꼁g) isderse꼴 b꼐li꼴den, mal isderse꼴 bedeni꼴den.
784. Evlat, adamı kanlının kapısına salar.

Evlad, adamı gannını꼴 gapısına salar.
785. Evlatlar büyüyüp kavurga gibi saçalanırsa bir daha bir araya getiremezsin.

Evladlar b꼢y꼦yb gavırga 꼶imi saçalanırsa bi d꼃 bi ariya getiremessi꼴.
786. Evlinin bir evi var, evsizin bin evi var.

Evlini꼴 bi evi var, evsizi꼴 bi꼴 evi var.
787. Evlilik ayakkabı değil ki sıktığı gibi çıkartasın.

Evlilig 꼁y꼁ggabı d꼈l 꼲i sıgd꼃 꼶imi çı꼲arası꼴.

- B꼁g 꼁r꼲adaşım senin g꼐dd꼒꼴 bu yolu꼴 çog y꼃nış. Evlil꼒꼴 zorluglarını bild꼒꼴, gardaşları꼴dan çoğu evli olub da onnarı꼴 çilelerini, evlil꼒 idarelerini bild꼒꼴 꼰꼁lda sen n꼈n b꼐yle sabırsızlanıb yuva꼴ı yıgm꼁g isd꼐ysi꼴? 꼵imseden 꼁꼲ıl alıb da hemene 꼁y꼃 k꼁gma! 꼉yce düşün, yı꼲ılanı y꼐꼴iden yabma h꼐ç de gol꼐y d꼈l h꼂! Sabıllı olucu꼴, evlilig 꼁y꼁ggabı d꼈l 꼲i sıgd꼒 꼶imi çı꼲arası꼴.

788. Evvel taam, sonra kelâm.

Evel t꼃m, s꼠na 꼶elâm.

- B꼃꼲ı꼴 şindi sufranı꼴 başında yimeg yiyg. Gonuşm꼐y soniya bır꼁꼲ıb evel gannımızı doyur꼁g. B꼢gler boşa d꼐memişler. "Evel t꼃m, s꼠na 꼶elam." d꼐yn.

789. Fazla mal göz çıkarmaz.

Fazla mal göz çı꼲armaz.

- N꼈n b꼐yle gor꼲꼁g davranıb "Şindi ilazım d꼈l." d꼐yn almadan g꼐ri duriysı꼴? Çog şü꼲ür para gücü꼴 var, bundan zeral da 꼐dmessi꼴, möhtaç da d꼈ssi꼴. Fazla mal da göz çı꼲armaz. H꼐ç durma fiyeti de ucuz꼲an al da bi tarafa ad.

790. Fıs fıstığı kırıp düşman çatlatmalı.

Fıs fısd꼔 gırıb düşman çadladmalı.
791. Fısıltı ev yıkar.

Fısıltı ev yı꼲ar.

- Gennere gaş d꼃fa s꼢ledim, ikaz 꼐ddim de beni di꼴nemediler. Etiraflarına 꼐p꼐y genni gafalarından olannarı tobl꼐yb y꼐꼴i evli garşı gonşularını fısıltılariynan çe꼲işdirib durdular. Cıvıg 꼃zlını꼴 biri de bunnarı꼴 hepisini göv꼈ni꼴 avıcına bir bir yazmış. So꼴uc ne oldu biliymis꼒z? Fısıltı ev yıgdı, boşandılar.

792. Fincancı kafilesini ürkütmeyene karışmazlar.

Filcancı gaflasını ür꼲üdmiyene garışmazlar.

- Geçennerde bizim M꼃med siyasi partisini꼴 üyesi old꼠 toblantıda söz almış, parti içinde 꼶imi꼴 ne yabd꼒nı, 꼶imi꼴 꼶imnere göz yumub menf꼃d s꼃lad꼒nı, genneri꼴 de bu menf꼃ddan nası faydalandıglarını bir bir 꼁꼴nadd꼒 꼶imi ortada bi gızılca gıyamed gobmuş. M꼃med’i zornan dışarı çı꼲armışlar amma bu burada bidm꼐ymiş. D꼃nesi gü꼴 ticared꼲anasına maliyeciler gelib bütün defdellerini, foturalarını, g꼐der pusulalarını isdemişler. 꼉yce inceledigden s꼠na gennine ödiyemiyec꼈 g꼁der c꼐za 꼶esmişler. 꼉y M꼃med dü꼴yanı꼴 teg dorgusu sen mi galdı꼴 da filcancı gaflasını ür꼶üddü꼴! Çeg b꼃lım c꼐z꼂꼴ı.

793. Fukara halini bilse hoş, ne zaman yağmur yağsa kış.

Fı꼰꼃re 꼰꼁lını bilse 꼲oş, ne zeman y꼃mır y꼃sa gış.
794. Fukaranın gözü kalan maldan hayır gelmez.

Fı꼰꼃reni꼴 gözü galan maldan 꼲꼒yr gelmez.
795. Fukaranın hakkına peynir ekmek çıkışıklı.

Fı꼰꼃reni꼴 꼰꼁꼲ına p꼐ndir egmeg çı꼲ışıglı.
796. Fukaranın yüzü soğuk olur.

Fı꼰꼃reni꼴 yüzü s꼠g olur.
797. Gamaz olmasa tilki pazarda gezer.

꼱amaz olmasa dil꼲i bazarda gezer.
798. Garamet, kandan eşet.

G꼁remed, gandan eşed.
799. Garip it, kuyruğu paçasının arasında gezer.

G꼁bib id, guyr꼠 paçasını꼴 arasında gezer.
800. Garip kim, kör o!

G꼁rib 꼶im, 꼶ör o!
801. Garip kuşun yuvasını Allah yapar.

G꼁rib guşu꼴 yuvasını Allah yapar.

802. Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıncını çalar.

Ĝavırı꼴 egm꼈ni yiyen, 꼨avırı꼴 gılıcını çalar.
803. Gece bir, gezen bin.

G꼐ce b꼘r, gezen bi꼴.
804. Gece çökmeden kurt ulumaz.

G꼐ce çögmeden gurd ulumaz.
805. Gece işi, kör işi.

G꼐ce işi, 꼶ör işi.
806. Gece yağar, gündüz açar, o havanın hoşluğundan; gündüz yağar, gece açar, o havanın puştluğundan.

G꼐ce y꼁ğar günüz açar, o havanı꼴 꼲oşl꼠ndan; gündüz y꼁ğar g꼐ce açar, o havanı꼴 puşl꼠ndan.
807. Gece yarısından sonra sabah tez olur.

G꼐ce yarısından s꼠na seb꼁h t꼐z olur.
808. Gecenin karnı büyük, sabah ne doğuracağı bilinmez.

G꼐ceni꼴 gannı b꼢g, seb꼁h ne d꼠r꼁c꼃 bilinmez.
809. Geçinene geçim çok!

Geçinene geçim çog!
810. Geçmişini hor gören, geleceğini zor görür.

Gecmişini 꼲or gören, gelec꼈ni zor görür.
811. Gel demesi kolay da git demesi zor.

Gel d꼐mesi gol꼔y da g꼐d demesi zor.
812. Gel gel olsun da gilgil olsun.

Gel gel ossu꼴 da gilgil ossu꼴.
813. Gel şu bezimi al denir de gel şu kızımı al denmez.

Gel şu b꼐zimi al d꼐nir de gel şu gızımı al d꼐nmez.
814. Geldin geldin gelme, geldin geri dönme.

Geldi꼴 geldi꼴 gelme, geldi꼴 g꼐ri dönme.
815. Gelene git denmez.

Gelene g꼐d d꼐nmez.
816. Gelin altın köşk getirmiş, çıkmış üstüne kendi oturmuş.

Gelin altın 꼶öşg getirmiş, çıgmış üsdüne genni oturmuş.
817. Gelin atta, buyruk Hakk'ta.

Gelin adda, buyrug 꼩꼁g'da.
818. Gelin bindi deveye, gör kısmeti nereye?

Gelin bindi deviye, gör gısmedi neriye?
819. Gelin evin dış duvarı; girer bakarsın, çıkar bakarsın.

Gelin evi꼴 dış duvarı; girer b꼁꼲arsı꼴, çı꼲ar b꼁꼲arsı꼴.
820. Gelin girmedik ev olur da ölü girmedik ev olmaz.

Gelin girmedig ev olur da ölü girmedig ev olmaz.
821. Gelin işi ile, gişi kârı ile sevilir.

Gelin iş꼘ynen, gişi 꼶ârıynan sevilir.
822. Gelin övünür, kaynana dövünür.

Gelin 꼢nür, gaynana dövünür.
823. Gelin, gelin gerek değil; geldiği yer gelin gerek.

Gelin, gelin gereg d꼈l; geld꼒 y꼐r gelin gereg.
824. Gelinci olan evin hayadı ne kadar büyük olursa olsun yine de duvara tutunarak oynanmalı.

Gelinçi olan evin 꼰꼁yadı n꼃der b꼢g olursa ossu꼴 gene de duvara tutunub oynanmalı.
825. Gelini güveyisi beğenir.

Gelini göv꼈si b꼈nir.
826. Genç de ölür, ihtiyar da ölür ama koca erken ölür.

Genc de ölür, ı꼰diyar da ölür amma goca 꼐r꼲en ölür.
827. Gençlerin uykusu, yaşlıların kuyusu derin olur.

Genşleri꼴 uy꼲usu, yaşlıları꼴 guyyusu derin olur.
828. Gereksiz yerde gereksiz hanek konuşmamalı.

Geregsiz y꼐rde geregsiz h꼁neg gonuşmamalı.
829. Getir bana Hıdırellezi, sana göstereyim yazı.

Getir b꼃 꼲ıdır꼐llezi, s꼃 gösder꼘m yazı.
830. Gezen güzel, oturan gazel.

Gezen gözel, oturan g꼁zel.
831. Gezen tavuk ayağında bok getirir.

Gezen tavıg 꼁y꼃nda bog getirir.
832. Gırtlak kırk boğum, her boğumda neler yatar?

꼱ırdl꼁g gırg b꼠ğm, her b꼠ğmda neler yatar?
833. Gişi adamı sağ sever, komşu adamı var sever.

Gişi adamı s꼁ğ sever, gonşu adamı var sever.
834. Gişi Ayşe der ise, komşu da Paşa der.

Gişi 꼄şşe d꼐rse, gonşu da Paşa d꼐r.
835. Gişi dediğin düşman kilidi.

Gişi d꼐d꼒꼴 düşman 꼶ilidi.
836. Gişin getirirken, miden götürürken.

Gişi꼴 getiriy꼲en, m꼃de꼴 götüriy꼲en.
837. Gitmeye gitmeye el olunur.

G꼐dmiye g꼐dmiye 꼐l olunur.
838. Gitti ağalar, paşalar; itlere kaldı köşeler.

G꼐ddi 꼁ğalar, paşalar; idlere galdı 꼶öşeler.
839. Gittiğin kapıda bir gözün kör, bir kulağın da sağır olacak.

G꼐dd꼒꼴 gapıda bi gözü꼴 꼶ör, bi gul꼃꼴 da s꼁꼴ır olucu.
840. Gittiğin kapının bir gözü kör ise sen de bir gözünü kapat.

G꼐dd꼒꼴 gapını꼴 bi gözü 꼶örse sen de bi göz꼢 gapad.
841. Giydiğin yakışırken, eller bakışırken.

G꼐yd꼒꼴 y꼁꼲ışiy꼲an, 꼐ller b꼁꼲ışiy꼲an.
842. Giydiğini el beğensin, yediğini sen beğen.

G꼐yd꼒꼴i 꼐l b꼈nsi꼴, yid꼒꼴i sen b꼈n.
843. Gizli işin (veya birlikteliğin) âşikâre uşağı olur.

Gizli işi꼴 (veya birligdel꼒꼴) 꼁şgere uş꼃 olur.
844. Göçün dönüşü aksak ite yarar.

Göçü꼴 dönüşü 꼁gs꼁g ite yarar.
845. Gök gürülemezse kul Allah Allah demez.

Göv gürülemesse gul Allah Allah d꼐mez.
846. Gömleğinde bir düğme eksikse ya evlen, ya boşan.

꼵öyn꼈꼴de bi d꼦yme 꼈sigse ya evlen, ya boşan.
847. Gömlek, etine mintandan daha yakın.

꼵öyneg, eti꼴e miltandan d꼃 y꼁꼲ın.
848. Gön yufka yerinden delinir.

Gön yu꼲a y꼐rden delinir.
849. Gönül bu, bala da konar, boka da konar.

Gö꼴ül b꼤, bala da gonar, bo꼲a da gonar.
850. Gönül düştü bir boka, o da mis gibi koka.

Gö꼴ül düşdü bi bo꼲a, o da mis 꼶imi go꼲a.
851. Gönül istemedik aş; ya diş ağrıtır, ya baş.

Gö꼴ül isdemedig aş; ya diş 꼁rgıdır, ya baş.
852. Gönül ummadığına küser.

Gö꼴ül ummad꼒na 꼶üser.
853. Gönül zararlıkta gezmez.

Gö꼴ül zerallıgda gezmez.
854. Gönülden veren gölgesinde barınır.

Gö꼴ülden v꼐ren 꼶ölgesinde barınır.
855. Görgü; gören gözde değil, duyan kalpte.

Görgü; gören gözde d꼈l, duyan g꼁lbde.
856. Görgüsüzün (veya delinin) başucunda yatmaktansa, görgülünün (veya akıllının) ayağı ucunda ölmek iyidir.

Görgüsüzü꼴 (veya delini꼴) başıucunda yadm꼁gdansa, görgülünü꼴 (veya 꼁꼲ıllını꼴) 꼁y꼃 ucunda ölmeg 꼐yidir.
857. Görmediğe küpe dan, boz eşeğe sıpa dan.

Görmed꼈 küpe d꼁꼴, boz eşş꼈 supa d꼁꼴.
858. Görmemiş görmüş, akıldan olmuş.

Görmemiş görmüş, 꼁꼲ıldan olmuş.
859. Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş çükünü koparmış.

Görmemişi꼴 bi 꼠lu olmuş, çegmiş çü꼲ünü goparmış.
860. Görünen dağın uzaklığı olmaz.

Görünen d꼁ğı꼴 uz꼁gl꼒 olmaz.
861. Göt kısmetten çıkarsa uçkur kırk yerinden kırılır.

Göd gısmedden çı꼲arsa ugcur gırg y꼐rinden gırılır.
862. Göt yarası açılmaz.

Göd yarası açılmaz.
863. Gööt Göt! Yerini buldun da zayır zuyur öt.

G꼢d Göd! Y꼐rini buldu꼴 da zayır zuyur öd.
864. Göte yakın yerden et yenmez.

Göte y꼁꼲ın y꼐rden ed yinmez.
865. Götünü kiraya veren elini karşı koymaz.

Götünü 꼶iriya v꼐ren elini garşı goymaz.
866. Göz gördüğünden korkar.

Göz görd꼢nden gor꼲ar.
867. Göz gördüğünü, ağız yediğini ister.

Göz görd꼢nü, 꼃z yid꼒ni isder.
868. Göz görmezse kulak işitmezden kalır.

Göz görmesse gul꼁g 꼐şidmezden galır.
869. Göz görmezse yüz utanmaz.

Göz görmesse yüz utanmaz.
870. Göz görür, gönül ister.

Göz görür, gö꼴ül isder.
871. Gözün karnı yok ki doya.

Gözü꼴 gannı yog 꼲ı doya.
872. Gurkun tepelediği civciv ölmez.

Gur꼲un depeled꼒 cücüg ölmez.
873. Gurkun cücüğü güzün sayılır.

Gur꼲u꼴 cüc꼢 güzün sayılır.
874. Gül derilirken, kız istenirken.

Gül d꼐riliy꼲en, gız isden꼘y꼲en.
875. Gün bugünkü gün.

Gün b꼢n꼶꼦n.
876. Gün karası gider, yüz karası gitmez.

Gün garası g꼐der, yüz garası g꼐dmez.
877. Gün var ayı besler, ay var günü besler.

Gün var ayı b꼐sler, ay var günü b꼐sler.
878. Gündüz işinle, akşam eşinle.

Günüz işi꼴nen, 꼃şam 꼐şi꼴nen.
879. Gününde olmayan yılında olmaz.

Gününde olmıyan yılında olmaz.
880. Güvenme varlığa, düşersin darlığa.

Gövenme varl꼂, düşersi꼴 darl꼂.
881. Güzelden yar eksik olmaz, çirkinden çor eksik olmaz.

Gözelden yar 꼈sig olmaz, çir꼲inden çor 꼈sig olmaz.
882. Güzele bakmanın göze faydası var.

Gözele b꼁gmanı꼴 göze faydası var.
883. Güzele güzelliği için, çirkine Allah için.

Gözele gözell꼒 uçun, çir꼲ine Allah uçun.
884. Güzele köken yakışır; çirkin alları neylesin.

Gözele 꼶ö꼲en y꼁꼰ışır; çir꼲in alları n꼐ylesi꼴.
885. Güzellik on, dokuzu don.

Gözellig on, do꼲uzu don.
886. Haci durmuştan haci gitmiş iyi.

꼩꼁ci durmuşdan 꼰꼁ci g꼐dmiş 꼐yi.
887. Hain havfli olur.

꼱ayın 꼲꼐yfli olur.

- "Esnafım." d꼐yn ortalıgda gezen, geçinib g꼐den adam geçennerde esnafdan birine bi 꼶ötülüg yapıb zerall꼒na sebeb olmuş, o adam bu yüzden n꼐rd꼐yse iflas ediy꼲en 꼁r꼲adaşları s꼃b çıhıb onu gurtadmışlar.

İşi꼴 ilginç yanı o 꼶ötü bild꼒miz adam "Bunnar bu yabd꼒m 꼶ötül꼢꼴 garşıl꼒nda b꼃 m꼃gg꼁g bi 꼶ötülüg düşünüb burada barındırmazlar." d꼐yn düşüne düşüne e꼴 so꼴unda gelib özür dil꼐yb zerallıglarını v꼐rib başga y꼐re g꼐dmiş de b꼐ylece yüzünden gurtulmuşlar.

888. Hak deyince akan sular durur.

꼩꼁g d꼐nd꼒 꼶imi 꼁꼲an sular durur.

- Filan adam ticared yabd꼒 adamnarın 꼰꼁sabında bi uygunsuzlug yapıb onnarı borşlu çı꼲꼂rmiya çalışmış amma esnafı꼴 sözü di꼴nenenneri ariya girib gonturol 꼐ddiglerinde her i꼶i tarafı꼴 da 꼰꼁gsız taraflarını bulub yüzlerine s꼢ledigleri 꼶imi 꼶imi꼴 꼶ime borcu varsa der꼰꼁l ödemeg zorunda galmış. B꼢gler boşa d꼐memişler "꼩꼁g d꼐d꼒꼴 꼶imi 꼁꼲an sular durur!" d꼐yn.

889. Hak doğruya, bak doğruya.

꼩꼁g dorguya, b꼁g dorgoya.
890. Hakk yapar, pâk yapar.

꼩꼁gg yapar, p꼁g yapar

- Seni bu 꼰꼁llara düşürennen ne 꼐ddi꼴se baş gelemedi꼴 d꼈l mi? Fazla üsdüne düşme de para꼴ı gazanabilmiye b꼁g. Onu H꼁gg’ga 꼰꼁vale 꼐d! Sabr꼐d b꼁g! 꼩꼁gg yapar p꼁g yapar

891. Hal, halin yoldaşı.

꼩꼁l, 꼰꼁lı꼴 yoldaşı.
892. Hal soran dert dinler.

꼩꼁l soran derd di꼴ner.
893. Halıda nakış bir gerek.

꼱alıda n꼁꼲ış bi gereg.
894. Halının tozu, kötünün sözü bitmez.

꼱alını꼴 tozu, 꼶ötünü꼴 sözü bidmez.

- İsded꼒꼴 g꼁der 꼲aliy yı꼲a, çarb, süpür. Ne g꼁der urgaşsa꼴 gene tozu olur, gene tozudur. 꼵ötünü꼴 sözü de 꼁ynen bu 꼲alını꼴 tozuna be꼴zer olur, bidmez h꼂!

895. Haline göre halay sek; bokuna göre bostan ek.

꼩꼁lı꼴a göre 꼲al꼐y seg; bo꼲u꼴a (veya bo꼲꼂) göre bosdan eg.

- B꼁g s꼃 bunu tegral 꼐dmeden 꼰꼁ldan galdım. Gul꼃꼴ı ac da 꼐yi di꼴ne, bi d꼃 s꼢lemem h꼂! 꼩꼁lı꼴a göre hal꼐y seg; bo꼲꼂 göre bosdan eg 꼐y mi!

896. Ham helva yenmez.

꼱am 꼰꼁vla yinmez.
897. Hamama giren terler.

꼩꼁mama giren teller.

- Bi imalad işine gireg d꼐dig de elimizd꼈, goynumuzd꼃 ne varsa v꼐rdig, d꼃 da işi rayına otudduramadıg.

- Sen bu işleri, y꼐꼴i bi iş gurm꼐y gol꼐y mı bell꼐ysi꼴? B꼢glerimiz ne d꼐mişler biliy꼴 mi? "꼩꼁mama giren teller."

898. Hamamcının sermayesi zibil.

꼩꼁mamcını꼴 sermiyesi zibil.
899. Hamur artar da çamur artmaz.

꼱amır artar da çamır ardmaz.
900. Haneği verenden alan uz gerek.

꼩꼁n꼈 v꼐renden alan uz gereg.